Friday, January 26

the pins stick farther in

insanın içini sebepsiz bir sıkıntının kapladığı, kalbimizi sımsıkı tutan iki elin hem kalp atışlarını hem de nefes almayı güçleştirdiği, beyindeki düşüncelerin oldukları yerde hapis kaldığı ve belki bu yüzden gözlerin anlamsız baktığı anlardan biri. sadece biri ve çok sıradan aslında, ama nezamandır olmazdı. en kötüsü de derin bir nefes aldıktan sonra içeri gömülür gibi olan o duygunun bir iki saniye içinde yeniden vücudu ele geçirmesi. anlamsız msn konuşmaları, yapılması gereken ama yapılamayan işler, ne sigara var ne de kafada oluşan sorulara cevaplar.

but don't look back in anger, i heard you say. at least not today.

No comments: