Tuesday, September 2

dennis radaman


böyle bir şeylerin yıldönümü falan olunca insan nekadar zamandır blog yazdığını anlıyor, bir garip oluyor sanki. yine yeni yeniden ramazan oldu ya, ben de bir ramazan geleneği başlatıp aynı resmi koydum, başka bloglardan görüp kıskanmış olabilirim.

bir de yine başka bloglarda bahsedilen bir 'ramazan pidesi' olgusu var, değinmeden edemeyeceğim. küçükken oturduğumuz evin karşısı pideciydi. adamın eline mikrofon alıp "has pideler has iftarlık pideler iftarlık sıcak pideler sıcak pideler has" söylemi, tüm vurgularıyla dün gibi aklımda. hatta bir gün matematik ödevimi yaparken (pek çalışkandım ben) bir yandan adamın sesi kulaklarımda olduğundan, 'küme' yerine 'pide' yazmıştım hiç unutmam. herneyse, ramazan pidesiyle ilgili meramım şudur: fındık lahmacun boyutunda, tek kişilik ramazan pidesi talep ediyorum. takdir edersiniz ki ramazan pidesi denen şeyin numarası taze taze, sıcacık ve çıtır çıtır yenmesidir. şimdi en küçük boyunu bile alsan, benim gibi tek yaşayan biri için (annem yıllık emekli tatiline çıkmış olduğundan) bir günde bitirmek mümkün olmadığından ertesi güne kalıyor. ertesi gün insanın yiyesi gelmiyor; ancak afrikada ziyaret ettiği insanların yanında kendini kötü hissetmemek için kilo veren angelina jolie hassasiyetiyle yemesen de olmuyor. işbu çelişkili durumdan kurtulmak için türkiye fırıncılar birliğinin desteğini bekliyorum. amin.

No comments: