Thursday, September 4

nefretlik durumlar

efendim kadim beşiktaşlı syntax error kardeşim uzun bir aradan sonra şu yazısıyla beni mimleyerek bloggerdaki mim dünyasına dönüş yapmamı sağladı. konumuz bizimle birlikte yaşayacak bir insanın hangi hareketleri evde cinnete yol açar. çok klişe olanları göz ardı ederek başlıyorum.

ıslak havlu mevzusu: banyodan/duştan çıktıktan sonra kullanılmış olan ıslak havluların koltuk, yatak gibi şeylerin üzerine bırakılmasından oldukça nefret ediyorum. bırakıldıkları yerler ıslak desen ıslak değil nemli desen tam öyle de değil böyle cibiliyetsiz bir hale bürünüyorlar ve rahatsızlık yaratıyorlar bünyemde.

sabah uyanma mevzusu: şimdi efendim biliyorum ki morning person olmayabilirsiniz, a.k.a uyandıktan sonraki ilk yarım saatini domuz gibi geçiren insanlardan biri olabilirsiniz. benim şahsen bununla ilgili pek bir sorunum yok, ben gayet normal kalkıyorum sabahları. ancak, sabah uyanmalarıyla ilgili tahammül sınırlarımı aşan iki şey var: ilki sabah kalkan insanın gürültü yapması. zira uyanınca tekrar uyuyamayan bir insanım. ikincisi de sabah beraber biryerlere gidilecekse karşımdaki insanın bir türlü zamanında kalkıp hazırlanamaması ve beni bekletmesi. bu tip durumlarda gerçekten bir kova suyu boşaltasım ve yataktan o insanı döverek çıkartasım falan geliyor, katlanamıyorum.

klozet mevzusu: yok efendim hep kalkık dursunmuş da kızlar tuvalete girecekleri zaman indirsinlermiş de neden erkekler girince kaldırmak zorundaymışlar da normal halinin hangisi olduğuna kim karar veriyormuş da bu tip tartışmalara hiç bulaşmıyorum, görüntüsü rahatsız ediyor indirin şunu diyerek noktayı koyuyorum.

tv mevzusu: amaçsızca zap yapan insana tahammülüm yok. zaten o kumanda bende duracak o ayrı. hele de ben birşey izliyorsam, zaten halimden belli ediyorum direk kendimi bu dünyadan soyutlayarak, beni o halimden koparan her türlü muhabbet, soru vs itinayla duymamazlıktan gelinir demedi demeyin. ve tabiiki maç olayı - beşiktaşlı olmayan adamın zaten benle işi ne.

yemek sofrası mevzusu: yemek sofrası kurulurken masaya farklı tabak, bardak koyan insanla işim olmaz. uyumsuzluğun hiç bir çeşidine tahammülüm yok.


sevgili ortega, kutup ve godsyndrome; göreviniz -tabii kabul ederseniz- tarafımdan mimlendiğinizi göz önünde bulundurarak konuyla ilgili blog yazmaktır. saygılar.

5 comments:

Dr. Osman TEZGEL said...

sofraya değişik şekillerde bardak ve çanak konulması hususunu hatırlattığınız için teşekkür ederim. zira benim de ciddi şekilde sinirlerimi geren bir hadisedir. kuş kabına mısır koyar gibi, ne o öyle:)

mimime gösterdiğiniz özen için tekrar teşekkür eder, ellerinize sağlık derim efendim. pek leziz olmuş.

Godsyndrome said...

aldım,kabul ettim:)

Ortega said...

Coming soon :D

Rüyacı said...

"klozet mevzusu" na bir ek yapmak istiyorum izninizle.
Erkek de olsa kadın da olsa o klozeti kullanacak kişi, oturarak işini görmelidir efendim. Hem her iki cins için en sağlıklı yöntem bu, hemde en hijyeniği. Evime gelen eril misafirleri bile uyarırım bu konuda ben, o kadar yani..
Dolayısıyla kapak kaldır, indir durumları da yaşanmadığından, Oh mis..

Anonymous said...

Erkek dediğin klozeti değil pisuvarı kullanır. Pisuavarı olmayan tuvalete dolayısıyla kaldırdırdım müteakiben indirdim mevzularına girmez.